“Çizgiler/im/de Yaşayanlar”

Erdoğan Karayel Portre Sergisi

Karikatürist ve Grafik Sanatçısı Erdoğan Karayel, aramızdan ayrılan Türk ve yabancı sanat insanları, yazar ve siyasetçilerin portrelerinden oluşan bir sergi açmaya hazırlanıyor.

Schneidertempel

Sanatçının son on yılda çizdiği portrelerin en büyük özelliği, değişik teknik ve üslupla çizilmiş olmaları. Bazen bakıyorsunuz sadece kurşun kalemle çizilmiş, aynı çalışma photoshop ile de renklendirilmiş. Bazen tarama ucuyla, bazen de tamamen dijital ortamda çizilip hazırlanmış bir portre çıkıyor karşımıza. Bu farklılığı bir zenginlik olarak gören sanatçı, kişilerin yaşam felsefesi ve verdiği mücadelenin de tekniği belirlediği görüşünde. Bu çok yönlülüğün başka bir farklı yanını da şöyle anlatıyor Karayel:
“Ben, Oğuz Aral’ın karikatür dünyasına kazandırdığı bir çizerim. Gırgır’ı değil de Çarşaf’ı tercih etmemin en büyük nedeni “çizgide özgürlüğü” benimsememdir. Eğer Gırgır’ı tercih etseydim, birbirine benzeyen çizgiler çizmek zorunda kalacaktım. Oysa çizgide farklılığı seven bir yapım vardı ve bunun körelmesini istemedim. Çarşaf dergisindeki ustalardan bu yönde destek aldım. Bu farklılığı sadece portrelerde değil yarışmalara çizdiğim karikatürlerde de kullanıyorum. Espri ve kurguya göre değişik çizgi ve teknikleri tercih ediyorum.”
Sergide yer alan çalışmaların sadece portrelerden oluşmasını da şöyle açıklıyor Erdoğan Karayel:
“Bu çalışmalar, yoğun olarak kullandığım sosyal medya çalışmalarından oluşuyor. Çalışmalarımın çok kısa sürede sanal ortamda binlerce kişiyle buluşması ve tıklanması bendeki çizme dürtüsünü olumlu yönde etkiliyor ve hatta tetikliyor. O nedenle sosyal medyayı üretkenliğimin bir nedeni olarak görüyorum. Mesleğim grafikerlik olduğundan dolayı da sürekli bilgisayar önünde bulunmam gerektiğinden oldukça üretken geçiyor günlerim. Evdeki çalışma ortamım bazılarına göre çıldırtıcı gelebilir. Aynı anda laptopta sosyal medyayı takip ederken, macintosh’ta grafik işlerimi sürdürüyor ve bir yandan da tv’de olan biteni izliyorum. Böyle bir gündelik yaşamda haliyle dünyada ve Türkiye’de de ne olup bittiğini anında görebilme ve değerlendirebilme olanağına sahip oluyorum. Bu sergideki çalışmaların çoğu, bir sanat insanının veya siyasetçi-yazar-gazeteci veya teröre kurban giden ve bizde iz bırakan portrelerden oluşuyor. Benim için önemli kayip olarak gördüğüm her kişiyi çizme isteğim oluşur birden. Bazen çizecek enerjiyi bulamadığımda photoshop bir çalışma ile bu misyonu yerine getirmeye çalışırım. İnsanlar bir şekilde bu dünyadan giderken, geride ne çok şey bırakıyorlar. Önemli olan bu şeylerin toplumlarca bilinmesi veya bilinmesi yönünde bilgilendirilmesi gerekiyor. Belki benim yaptığım da böyle bir yönlendirmedir, sanatı da içinde barındıran. Ben büyük bir keyif alıyorum portre çalışmalarından. Öyle ki, bazı zamanlar “ekmek teknesi” dediğim grafik işlerimi bile erteliyorum bu çalışmalar için. Belki de giden kişiye duyulan hayranlık veya vefadır bu çabamın açılımı. Ya da belki yeterince değer verilmemiştir yaşadığında ve ben onu vurgulama görevini üstleniyorum kimbilir…”
Portreler arasında şu sanatçı ve önemli kişiler de yer alıyor: Yaşar Kemal, Nazım Hikmet, Abidin Dino, Aziz Nesin, Oğuz Aral, Necati Abacı, Cem Karaca, Frida Kahlo, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Berkin Elvan… Erdoğan Karayel’in portrelerinden oluşan “Çizgilerimde Yaşayanlar” Portre Sergisi, 5 – 30 Eylül 2018 tarihleri arasında Schneidertempel Sanat Merkezi’nde (Bankalar Cad. Felek Sokak No:1 Karaköy/İstanbul) sergilenecek.