Şimdiye değin sergilediği resimlerde insanın hiçbir koşulda çevresinden, doğadan ve bütün bunların

oluşturduğu yaşam bütünlüğünden soyutlanamayan bir varlık olduğunu vurgulayan Cimok’un

yapıtlarında sanatsal ve toplumsal gerçek iç içe kaynaşmıştır. Resimlerinde toplumsal ve humoristik

bir anlatım hakimdir. Figür tiplemelerinde karakterlerini, yapıtları işe uygun bedensel bir hareket,

mizaç ve bakış doğrultusunda şekillendiren sanatçı, yüksek gözlem gücü ile yaşamı an ve an

gözlemleyerek o ana denk gelen insan-mekan ilişkilerini can alıcı nüanslarla tuvaline aktarmaktadır.

Sanatçının yaşamını anlamlı kılan kesitler, resimlerdeki bu ayrıntılarda gizlidir.

Çünkü gerçek bir sanatçı yapıtına her zaman yaşadığı dönem aynı zamanda ruhunu koyar.

Resimlerindeki figürler karakterin, oranların, volüm ve planların derinlik, uzaklık gibi kavramların

gölge ışıkla doğru olarak verilmesini öngören sağlam plastik değerleri içermektedir. Belgesel nitelikli,

tarihi mekanlardan çalıştığı kompozisyonlarda resmin iç öğelerini tesadüfle değil bilinçle kurgulayarak

sağlam bir estetik anlayışına sahip olmuştur.Figürlü bir anlatımla gündelik gerçekleri, yaşama dair

öyküleri daha doğrusu yaşamın kendisini yüksek gözlem gücü ile tuvaline yansıtan sanatçının

resimlerinin ana teması her an her yerde karşılaşabileceğimiz insan temeli üzerine oturmakta ve

onların anlık tepkilerinin üstüne kurgulayıp resimsel bir dile dönüştürmektedir. Resimlerindeki bu

öyküsel anlatım sanatçının zengin iç dünyasının bir yansıması olarak karşımıza çıkar. Gerçek hayatın

içinde akıp giden an’ları betimleyen sanatçının resimlerinde, hayatın tüm renklerini ve izlerini bütün

netliği ile görmek mümkündür. Belgesel nitelikli gerçekçi kent görünümleri, günlük yaşam sahnelerini

konu alan bol figürlü kompozisyonlarında güçlü bir desen anlayışı ve mekan düzenlemesi egemendir.

Yaptığı resimler onun gözlem yeteneğini sergilemekle birlikte belgesel niteliklerinden çok pitoresk

özellikler taşır.