“Mia maou maman”

Arthouse Istanbul sanatçı PINAR TINÇ‘ın son çalışmalarını 17 Nisan 2018 tarihinde sanatseverlerle buluşturuyor.

Yer: Arnavutkoy Art Gallery Istanbul  Açılış Reception: 17 Nisan 2018, Salı 18.00.

Mia maou maman

Mia maou maman

Çalışmalarında anlık duygu, hareket ve ritmi aktif olarak fotoğraf gibi somutlaştıran Pınar Tınç, resmettigi görsel subject normlarını o anlık mekân ve zaman sınırları dışına taşıyarak izleyicilerine aynı mekan ve zaman duygusunu farklı zamanlarda aktarmaya devam ediyor.

Kendine özgü kullandığı mürekkep boyama tekniği ile Tınc eserlerine surreal özelliği kazandırsada resmettiği anın duygusal gerçeklik realitesi sanki mühürlenmiş gibi tuali hiç terketmiyor. Subject direk olarak izleyici ile temasa geçiyor.

Gündelik sıradan yaşamın detaylarını tuale aktararak belgeleyen Tınc’ın mürekkep çalışmaları izleyiciye duraklama ve tefekkür anları yaratıyor ….

P I N A R T I N Ç çocukluğunu geçirdiği çok sevdiği Bozcaada’da doğdu. Ada’nın Homeros’a kadar dayanan tarihi, çok kültürlülüğü ve renkli coğrafya karakteri, sanatçının ilk eserinin oluşumuna katkıda bulundu. Uludağ Üniversitesi, Marmara ve Hacettepe GSF mezun olduktan sonra profesyonelce resim yapmaya başladı. Pınar’ın eserleri, Louvre, Paris dahil olmak üzere, yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli sanat galerileri ve önemli sanat fuarlarında sergilendi. Müze ve kişisel koleksiyonlarda sayısız eserleri bulunan Pınar Tınç mürekkep boyama tekniği ile yaptıgı çalışmalarına İstanbul ve Saint-Leu’e, Fransa’da devam ediyor.

K A R A K A D I N A D A S I

2011 Ağustos. Fransa’nın Hint okyanusundaki eski dominyonu La Réunion adasına yerleştim. Türkiye’ye yaklaşık 7.000 km. Madagaskar’ın doğusunda, haritada varla yok arası bir kara parçası. Medeniyet buralara kadar taşınmış olmasına rağmen, ada Avrupa’dan çok farklı. Doğası tropik, insanları kültürü Afrika Avrupa Hint ve Çin medeniyetlerinden bir karışım.

Durmadan resmetiyorum gördüklerimi. Her şey o kadar yeni ki benim için. Durmadan çiziyorum insanları, hayvanları, bitkileri, böcekleri, hayatımda daha önce hiç görmediğim balıkları, volkanı, evleri ve çağlayanları.

Bu cennet parçasında, Ada’nın belki de en değerli kaynağını, kara kadınlarını seçtim. Ben de uyandırdıkları buruk mutluluğu sizlerle paylaşmak istedim. Umarım o kara kadınların gözlerindeki kabullenmiş sessizliği, şükrederken affeden gizliliği sizlerde fark edersiniz.

Devamı…