İçinden savaşın geçtiği kentte sivil yaşam 2015 yılı, Çanakkale kentinin ulusal ve uluslararası düzlemlerde 1. Dünya Savaşı bağlamında yeniden gündeme geldiği bir yıl. Çanakkale Kara ve Deniz Savaşları’nın yüzüncü yılı. Savaş farklı boyutlarıyla irdeleniyor, inceleniyor, anılıyor ve bir şekilde tarih ile toplumsal hafıza yenileniyor. Bu noktada, savaşın derinden etkilediği Çanakkale kenti, tıpkı yüz yıl önce Gelibolu’da patlayan bombaları endişeli gözlerle izler gibi, bu saygın ve trajik miras üzerinden üretilen güncel görüngüleri izliyor. [LBS id=1743]

Oysa Çanakkale Deniz ve Kara Savaşları, bu kentin bizzat içinden geçti; kent sadece bombalara hedef olmadı, aynı zamanda savaş, işgal ve Kurtuluş Savaşı süreçlerini yaşadı. Bu olguların etkisi altında dramatik değişimler ve dönüşümler geçirdi.

Kentteki 19. yüzyılın deniz ticaretinden beslenen çok renkli, çok dilli ve çok kültürlü bir arada yaşam geleneği, bugün ancak geriye kalan mimari yapılar ve geçmişe tanıklık eden fotoğraflarda yaşıyor.

Savaşın yol açtığı yıkım ve göçler, dünya düzeni ve ulusal sınırlar bağlamındaki değişimler, bu küçük liman şehrini geri dönüşü olmayacak şekilde dönüştürmüş.

Önceleri Çanakkale Sergisi, işte bu değişim ve dönüşüm süreçlerinin izini sürmeyi amaçlıyor. 3 Bölüm halinde yarım asırlık bir tarih ele alınıyor: 19. Yüzyılın liman ve ticaret kenti Çanakkale; 1. Dünya Savaşı ve ardından gelen işgal yılları; Savaşın ardından yeniden yapılanma ve Cumhuriyetin inşası.

Sergi oluşturulurken çok yönlü ve katmanlı araştırmalara dayanan bir bilgi-belge derleme süreci yaşandı. Kent tarihi konusunda uzmanlaşmış akademisyenler, yerel, ulusal ve uluslararası arşiv ve belgeler, yerel kültür ve tarih konusunda çalışmış araştırmacı ve kent uzmanları, aile geçmişleri ve atalarından duydukları anlatıların peşine düşmüş kentliler, sözlü tarih çalışmaları gibi farklı kaynaklar ele alındı. Bu farklı ve dağınık kaynaklar derlenerek, orijinal belge, obje ve fotoğraflarla desteklenerek kurgulandı Araştırmada toplanan bilimsel olan ve olmayan bilgiler bir arada kullanıldı; dolayısıyla bilimsel bir gerçeklik ispatından öte, mevcut verilerle beslenen, yaşanmış hikayelerle örülü bir anlatı oluşturuldu.

Sergi, yürütülen bu derleme ve araştırma çalışmalarının geldiği noktayı gösteriyor; Eylül sonuna kadar açık kalacak serginin arşiv çalışması, gelecek yeni katkılarla zenginleşerek çoğalacak, yeni sözlü tarih ve belgeleme çalışmalarının yanı sıra, serginin açtığı bağlamla ilişkilenen söyleşi ve sunumlar da hayata geçirilecek. Çanakkale Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleştirilen “Önceleri Çanakkale” sergisi, tüm Çanakkalelilerin, ülkeden ve dünyadan konunun uzmanlarının başvurabileceği bir arşiv, kamusal bir bellek olarak kentlilerin hizmetine bırakılacak.

CABININ, 2015