ERCAN ARSLAN ‘’HAK’’ RESİM SERGİSİ
GALATEA ART GALERİ’DE GALATEA ART GALERİ, 07 NİSAN – 30 NİSAN 2015 TARİHLERİ ARASINDA ERCAN ARSLAN’IN ‘’HAK’’ İSİMLİ RESİM SERGİSİNE EV SAHİPLİĞİ YAPACAKTIR.
Berlin ve İstanbul’da yaşayan Ercan Arslan ,1984’ten buyana Frankfurt-Oder , Londra ,Berlin ,Utrecht , İstanbul … gibi bir çok şehirde 70 ‘in üzerinde sergi açtı.Ercan Arslan’ın Galatea Art Galaeride açtığı 4.kişisel sergisidir.Özgün tarzı ile sanat dünyasında,kuşağının öncülerinden biri olan sanatçı ‘’ HAK’’ isimli resim sergisini tüm sanatseverlerin beğenisine sunuyor.
‘’Ercan Arslan sergi kataloğunda, yaptığı resimlerin ne bir yorumu ne bir öyküsü olduğunu vurgulayarak sanatını içine yabancı hiçbir şeyin katılmadığı doğrudan doğruya bir görsellikle tanımlamak istiyor. Sanatçının bu tavrını çağımızın sanatsal sorunlarıyla yakından ilişkili görüyorum.
Sanatçı sanatıyla dünyanın bağımsız yorumunu yapan kişidir ya da öyle olması gerekir. Günümüzde ise buradaki bağımsızlık aynı dünyanın üzerimizde yaptığı politik, ideolojik dünya görüşsel baskılar karşısında çok sorunlu bir hale gelmiş bulunuyor. Ercan Arslan’ın her türlü yorumun ötesine geçme çabasını bu bağlamda hem bir jest hem de çağımızla ilgili bir semptom, bir belirti olarak anlamaktan
Bu noktayı ressamın figür, form ve madde (renk) ile olan ilişkilerinde gösterebiliriz. Nitekim bu tabloların çoğunda figürler adeta kendilerinin her türlü açıklamaya direnişinden, bu direnme gücünden oluşmuşa benziyor. İsterseniz bir yorum yapabilirsiniz, fakat yeni bir bakışta bunun bir yakıştırma olduğunu göreceksiniz. Dolayısıyla imkansız. Kendi sıradan olanakları elinden alınmış resimler bunlar ya da olmak üzereyken durdurulmuş gibiler. Zaman zaman olabilecekleri şeylerin enstantene fotoğrafları gibi kalıyorlar. Başka bir deyişle burada resimler yapılamamış olmalarının resimlerine dönüşüyorlar. Ortaya erken doğumlar, yaratılma öncesi bakışa direnen şekiller çıkıyor. Sanki kendi dönüşümlerini üzerlerine alarak donmuşlar. Yok olmasının eşiğine gelmiş bir dünyada figürler hâlâ kendi uzantılarına tutunuyor ve böyle var oluyor.
Figürden söz ettik, fakat aslında figür de yok artık (en azından bazı resimlerde böyle). Herşey model, torso, taslak, insan görüntülerinde hâlâ eskizin boşluklariını buluyorsunuz. İnsan bedenleri canlı gölgelere, fantomlara, olmamaları gereken bir şeylere geri dönmelerinin boğunç ve huzursuzluğu ile dolaşıyorlar. Dayatan taslak figürü acayip bir şekilde deformasyona uğratıyor. Ortaya oluşun suç Ressamın yorum ötesine geçme çabası böylece doğrulanmakla birlikte ben özellikle bazı çalışmalarının dışavurumculukla tersten de olsa belki bir ilişki içinde olduğunu düşünmek istiyorum.
Ercan Arslan dışavurumcu teknik ve şemaları zaman zaman günümüzde dışavurumun olanaksız hale gelmesini, için dışarıya konmasındaki yasakları, tutukluluğu, buradaki sınırları dile getirmek üzere kullanıyor. Dışavurumcu jest havada engellenip kalıyor, çeşitli olanaklar birbirini durduruyor. Böylece günümüzün toplum yaşamındaki belirsizlik ve çok anlamlılığın sanatın sınırındaki bir yorumla nasıl bir anlamsızlık haline geldiği gösteriliyor.’’
Önay Sözer