CENK AKALTUN & ÇAĞDAŞ ERÇELİK & SEVTAP YILMAZ
Cenk Akaltun’un çalışmaları seyircisini yaklaşıp uzaklaştıkca değişen makro ve mikro düzeydeki boyutlar arasında kalan maddenin doğası ile buluşturuyor. Devamlı olarak seyircisini ikilemde bırakan manzaralar, sanatçının sunduğu soyut renkler ve katmanlı dokular ile bütünleşiyor.
İstisnasız her şeyin anlık değişebildiği bir dünyada yaşarken, düzlemsel yaşam çizgisi üzerinde kaçırdıklarımızı bize hatırlatm
ak istercesine, doğanın ta kendisinden ilham alıyor.
Çağdaş Erçelik,
heykellerinde figür ve mekan öğesini bir arada kullanarak anlatımcı bir dil oluşturmaya çalışıyor. Genellikle çalışmalarının temalarını belirleyen edebi veya tarihi metinler, insana ait bazı duygu durumlarını ifade anlamındazemin oluşturuyor.
Sevtap Yılmaz, son eserlerinde yeryüzündeki renklerin ve kültürlerin armonisi olarak gördüğü çiçeklerle beraber kullandığı hayvan figürleri ile güzelliği ve insan doğasında var olan içgüdüsel vahşetin tezatlığını resimlerine yansıtıyor…
The works of Cenk Akaltun meets with his audience with the nature of substance which remains between the dimensions at macro and micro level as it is approached and gone away. The scenes that continuously leave his audience at dilemma integrate with abstract colours and layered textures that the artist presents. While living a world where everything changes transiently without exception, hetakes inspiration from nature itself, as if he seeks to remind us the things we have missed on planar life line.
Çağdaş Erçelik tries to create an expressive language, using figure and space element together for his sculptures. The literary or historical texts which determine the themes of his works in general constitute basis to express some moods belonging to human.
With the animal figures that Sevtap Yılmaz use them together with the flowers she regards them as harmony of colours and cultures on earth in her last works, she reflects the oppositeness of beauty and the instinctive savagery which exists in human nature…