MÜRÜVVET “İMGELERİN GİZEMLİ DİLİ”
RESİM SERGİSİ İSTANBUL SANAYİ
ODASI SANAT GALERİSİ’NDE 16 KASIM
18:00’DE AÇILIYOR.

Mürüvvet Durak’ın “İmgelerin Gizemli Dili” isimli sergisi 16 Kasım’da Beyoğlu İstiklal Caddesi No: 142 Odakule İş Merkezi’ndeki İstanbul Sanayi Odası Sanat Galerisi’nde 18:00 ­ 20:00 saatleri arasında kokteylle açılacak. Sergi 27 Kasıma kadar sürecek. Serginin Küratörlüğünü S.Yalçın Denizyılmaz yapıyor.

Günümüzün son dönemlerde başarılı işlere imza atan genç çağdaş sanatçılarından Mürüvvet Durak 1981’de Isparta’da doğdu. 1999’da Isparta Anadolu Güzel Sanatlar Lisesinde Resim bölümünden, 2004’de Pamukkale Üniversitesi Resim bölümünden mezun oldu. Yaklaşık olarak 20 yıldır sürdürdüğü sanat hayatını Anadolu’da çeşitli yerlerlerde etnik araştırmalar yaparak konseptini “Semboller ve Nazarlıklar” ile belirlemiştir. Yerelden evrensele tüm geçmiş kültürlerin sembolik, mistik kültürel değerlerine özgü öğeleri kullanarak, kendi özgün yorumuyla bir çok koleksiyonerlerin beğenisini alarak çeşitli ülkelerde yerli ve yabancı koleksiyonerlere eserleri ulaşmıştır.

Sanat Tarihi Araştırmacısı ve Eleştirmen Serkan Azeri sanatçıyı; “Mürüvvet kilim desenlerini, estetiksel kültürel değerleri ve Anadolu çizgilerini etnik atmosferde kişisel izlenimlerine dayanarak sergilediği eserlerini farklı yorumla bu sergide yansıtıyor. İmgelerin Gizemli Dili sergisinde kültürlerin, farklı kültürlerle etkileşimini ortak bir noktada birleştirerek, belli bir bakış açısı ile evrensele taşımayı hedefliyor. Mürüvvet’in resimleri, yaratıcı hayalgücü ve düşsellik ekseninde, doğu ve batı motiflerinin dengeli sentezinden oluşmuş özgün çalışmalar olarak değerlendirilebilir. Bu resimlerde, kompozisyon düzeninde, motif ve figürlerde, stilizasyon mantığı ile düşünsel derinliği de hissettiren bir yüzey resmi tadını gözlemleyebiliyoruz.

Mürüvvet çalışmalarında doğu batı anlayışında bir senteze giderek, bu zamana kadar uygulama anlamında üzerine fazlaca gidilmeyen ve gerçek anlamda zor olan bir anlayış ve anlatım biçimini sanatında hakim kılarak zor ve güç olanı başarmıştır.” diye tanımlıyor.

Sanatçının hocası Abdulkadir Günyaza da sanatçıyı; ” Mürüvvet bir sanat tutkunu; hem de nasıl… Hani bir başka ünlüsü bu alanın, sanki nefes almadan yaşayamam der gibisinden “resim yapmadan yaşayamam” der ya, o da aynen öyle. Üstelik ilk gençlik yıllarında herkes başka hayaller koştururken o, Güzel Sanatlar Lisesinde daha sonra da Pamukkale Üniversitesinde bulmuş kendini, elbette arzusu ve yeteğinin dürtüsü ile… Fakat tabi ki okullar biter ama öğrenim bitmez, okur, araştırır, izler…

Özellikle Anadolu coğrafyasının uçsuz bucaksız sanatsal oluşumlarını, zenginliklerini; bir yandan da İstanbul vardır hedefte sanatla dopdolu yaşamak için… Şimdilerde Bakırköyde ruhsal hastalıkları olan kişilere sanat yoluyla rehabilitasyon uygularken, bir yandan da sanatını geliştirerek sürdürmenin çabasındadır. Ve işte bu çabaların sonucu bu sergi… Ya ne yapmaktadır derseniz bu sergideki çalışmalarıyla, elbet yine bizden kaynaklanan, güç alan çalışmalar….Anadolu’nun doğasından, insanından, sanatından yansımalar diyebiliriz rahatlıkla…Söz gelimi halı, kilim motiflerinden, belki daha başkalarından oya misali göz nuru ile ve türlü duyguları ifadelendiren motifler… Zordur elbet böylesi çabalar içine germek. Albeniden uzak belki, sıradan izleyicinin beğenisinin yönlenmeyeceği uğraşlar…

Fakat ne var ki bir Türk resmi söz konusu edildiğinde kuşkusuz ki hareket noktalarından biri de bu ve benzer çalışmalar olacaktır.”